Kayıtlar

ORTA ÇAĞ OSMANLI İKTİSADİ YAPISINA DAİR KISA BİR İNCELEME

Resim
PDF                Osmanlı devleti hayatına 1299’da küçük bir sınır devleti olarak başladı, sonrasında sınırlarını genişleterek bir imparatorluğa dönüştü ve 1923’te tarih sahnesinden çekildi. Diğer beyliklere göre daha batıda ve Bizans sınırında kurulmuş olması, o dönem Bizans’ın yaşadığı güç kaybı hızlı yükselişinde etkili olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde dini ve etnik açıdan çeşitlilik gösteren göçebe, yarı göçebe grupların da bulunduğu köylü toplumunu, ayrıca o dönemde dünyanın pek çok yerinden daha fazla olan bir şehirli nüfusunu barındırıyordu. Bu durum Osmanlı’nın ekonomik yapısı şekillendiriyordu.                 Osmanlı’da toplum iki ana gruptan oluşuyordu. Birinci grup Sultan ve onun hizmetinde olan herkesi (askerler, din adamları, bürokratlar ve aileleri ile hizmetçi ve kölelerini) kapsıyordu. Bu kişiler devlete sağladıkları hizmetler karşılığında vergi muafiyeti ve başka imtiyazlardan yararlanıyorlardı. İkinci grup reaya adı verilen çiftçi, tüccar ve esnaflardan ol

DOĞU AKDENİZ SORUNU VE TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

Resim
                PDF                21. yüzyılın çok yönlü olarak jeopolitik açıdan doğrudan ve dolaylı olarak birçok devletin dış politikasını etkisi altına alan ve gelecek yıllar boyunca da bu ülkelerin karşılıklı ilişkilerini şekillendirecek olan Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynakları özellikle şu anki durum göze alındığında hak talebinde bulunan devletlerin sergiledikleri tutumda bir değişikliğe gidilmesi beklenilmemekte. Buna karşın siyasi iradelerden herhangi birinin geri adım atmaması diğer kuşkuyla karşılanmaktadır. İsrail, Suriye, Mısır ve ABD’ye nazaran Türkiye ve Yunanistan arasında gerçekleştirilen diyaloglar bugünün Doğu Akdeniz’inin kaderini tayin edecektir. Ancak Yunanistan’ın ortaya atmış olduğu argümanlar ve buna karşı Türkiye’nin gerçekleştirdiği misillemeler daha uzun yıllar bu iki devletin ortak bir paydada buluşamayacağını gözler önüne sermektedir.                 Doğu Akdeniz bölgesi son dönemde enerji çalışmalarının yoğunlaşmasıyla giderek artan bir öneme kavuşm

TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNDE TRUMAN DOKTRİNİ VE MARSHALL PLANI

Resim
PDF                Türkiye-ABD ilişkilerinde kilometre taşı oluşturan ve uzun yıllar boyunca ilişkilerin niteliğini şekillendiren bu iki önemli unsur her ne kadar günümüzde eleştirilere maruz bırakılmakla birlikte haklılık payı göz ardı edilemeyecek kadar büyük ölçüdedir. Ancak bununla birlikte dönemin getirdiği siyasal ve ekonomik şartlar Türk siyasetçilerini girdabın içine sürüklemiştir. Verdiği zararın yıllar geçtikçe ortaya çıkması ise dönemin siyasilerinin düştüğü gafleti niteleyecek türdendir.                 Postadam Konferans’ından isteğini elde edemeyen SSCB, boğazlar üzerindeki talepleri ilişkilerde gerilimi arttırmış daha sonrasında ise Kars ve Ardahan’ın istenmesiyle birlikte kamuoyunda büyük rahatsızlığa sebebiyet vermiştir. Dolayısıyla SSCB’nin bu tutumu bir tehdit olarak algılanmış ve bu durum Türkiye’yi bir başka büyük güç olan ABD’nin yanında yer almasına sebebiyet vermiştir. Bununla birlikte dönemin ABD dışişleri bakanı yardımcısı Dean Acheson’ın yaptığı konuşmada

KRUPP FİRMASI VE TÜRKİYE

Resim
PDF GİRİŞ: Türkiye ve Almanya arasında uzun yıllardır süregelen ilişkiler bugün hala önemini ve sürekliliğini korumaktadır. Türkiye ve Almanya'nın ilişkilerinin gelişmesinde her iki devlet de önemli bir rol üstlenmiş, karşılıklı olarak ilişkilerin gelişmesinde çaba göstermişlerdir. Bunun yanında yardımcı etkenlerin de bu iki devlet arasındaki ilişkilerin gelişmesinde rolü büyüktür. 19. Yüzyılda kurulan Alman kökenli Krupp firması şüphesiz yardımcı etkenler içinde önemli bir yere sahiptir.                 Krupp firması 1. Dünya Savaşı zamanında silah ticareti ile ilgili faaliyetleri sayesinde iki devlet arasında önemli bir etken olarak ortaya çıkmıştır. Silah alanında yapılan katkılar vasıtasıyla dostluğun gelişmesine katkıda bulunmuştur. Cumhuriyet ilan edildikten sonra Krupp firmasının faaliyetleri sadece silah ticareti alanıyla kısıtlı kalmamış farklı sektörlerde ve sanayi kollarında kendisini göstermiştir. Farklı alanlarda yaptığı yatırımlar ile sivil alanda da önemli bir nokt

AKP DÖNEMİ TÜRKİYE RUSYA DİPLOMATİK İLİŞKİLERİNE MİLAD TAŞLARI

Resim
             PDF                Çok eski tarihlere dayanan Türk-Rus ilişkileri özellikle son yıllarda küresel boyutta önem arz etmektedir. İki ülkenin sahip olduğu potansiyel göz önüne alındığında bölge ülkelerinin kaderlerini tayin ederken dünya kamuoyunu da etkisi altına almaktadır. İki ülke liderinin günümüzde dahil iktidarı ellerinde bulundurmaları siyasal konjonktüre büyük ölçüde etki ettiklerinin bir göstergesidir. Bu bağlamda iki ülkenin karşılıklı çıkarlar doğrultusunda geliştirdikleri ilişkiler her iki liderin de hemen hemen aynı dönem ve siyasal ortamda iktidar sahibi olmaları önemli faktördür.                 2000’li yıllar her iki devlet adına da ‘arayış yılları’ olarak tanımlanabilir. Bu dönemde her iki devlette ekonomik boyutta kalkınmayı hedef belirlemişlerdir. Dolayısıyla halkın desteğini de yanlarına alabilmek adına ‘güçlü devlet, güçlü lider’ sloganı hem Erdoğan hem de Putin tarafından sıkça dile getirilmiştir. İktidar değişikliğiyle birlikte ilişkilerde rekabet yerin

ADALET VE KALKINMA PARTİSİ DÖNEMİ TÜRKİYE-RUSYA DİPLOMATİK İLİŞKİLER

Resim
PDF Özet: Geçmişten günümüze kadar olan süreç içerisinde Türkiye ve Rusya arasındaki olumlu ve olumsuz yönde cereyan eden ilişkiler tüm dünya tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bu sebepten dolayı hem içinde bulundukları coğrafyaya hem de etrafını çevreleyen devletler üzerinde iz bırakabilmiş bu iki ülke sahip oldukları devlet yapısı sebebiyle sürekli olarak uluslararası ilişkilerin vazgeçilemez birer unsuru olmuşlardır. Söz konusu bu iki ülkenin özellikle son 20 yılda geçmiş yıllara nazaran ve düzenli olarak ivme kazanan bir yapı oluşturması göz ardı edilemez. Bu gelişmelerin yaşanmasında Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından yeni kurulan bir devlet olan Rusya’nın başında bulunan Vladimir Putin ve yenidünya sisteminde kendine yer arayan Türkiye’nin yönetimini üstlenen Recep Tayyip Erdoğan’ın aynı dönemler içerisinde iktidarı ele geçirmeleri dolayısıyla dış politikanın şekillenmesinde en büyük etmen olan bu iki lider uluslararası arena uzun sürece adlarından bahsettirmeyi başarac