KRUPP FİRMASI VE TÜRKİYE

GİRİŞ: Türkiye ve Almanya arasında uzun yıllardır süregelen ilişkiler bugün hala önemini ve sürekliliğini korumaktadır. Türkiye ve Almanya'nın ilişkilerinin gelişmesinde her iki devlet de önemli bir rol üstlenmiş, karşılıklı olarak ilişkilerin gelişmesinde çaba göstermişlerdir. Bunun yanında yardımcı etkenlerin de bu iki devlet arasındaki ilişkilerin gelişmesinde rolü büyüktür. 19. Yüzyılda kurulan Alman kökenli Krupp firması şüphesiz yardımcı etkenler içinde önemli bir yere sahiptir. 
            Krupp firması 1. Dünya Savaşı zamanında silah ticareti ile ilgili faaliyetleri sayesinde iki devlet arasında önemli bir etken olarak ortaya çıkmıştır. Silah alanında yapılan katkılar vasıtasıyla dostluğun gelişmesine katkıda bulunmuştur. Cumhuriyet ilan edildikten sonra Krupp firmasının faaliyetleri sadece silah ticareti alanıyla kısıtlı kalmamış farklı sektörlerde ve sanayi kollarında kendisini göstermiştir. Farklı alanlarda yaptığı yatırımlar ile sivil alanda da önemli bir noktaya gelmiştir. Krupp firmasının çeşitli alanlarda yapmış olduğu yatırımlar günümüz Türkiye sanayisinin oluşmasında büyük rol oynamıştır. 
            Bu çalışmada Krupp firmasının Türkiye ile ilişkileri incelenerek bu ilişkilerin Türkiye ve Almanya ilişkilerine etkileri üzerine çalışılacaktır. Krupp firmasının Türkiye’ye neden geldiği sorusuna cevap aranacaktır. Firmanın rakipleri incelenerek bu rakip firmalar arasındaki yeri ve önemine değinilecektir. Son olarak Krupp firmasının Türkiye’deki faaliyetleri kronolojik olarak özetlenerek bu firmanın Türk sanayisine olan katkıları açıklanacaktır. Bu bilgiler ışığında Türk-Alman ilişkilerinde Krupp firmasının önemi gözler önüne serilecektir. 

KRUPP FİRMASININ KURULUŞU: Krupp firması, 1811 yılında Friedrich Krupp tarafından kuruldu. İlk başta Krupp, küçük bir çelik döküm fabrikasıydı. Friedrich'in oğlu Alfred Krupp,fabrikayı genişleterek dünyanın en büyük çelik döküm fabrikasına dönüştürdü. Harp gemileri inşası ve zırhlı levha imalatına başlandı ve Krupplar'ın devlet kuruluşları içinde politik ağırlığı zamanla artmaya başladı. İçinden ünlü politikacılar, devlet adamları, akademisyenler, sporcular çıkaran Krupp Ailesi bir eşitsizlik ve güç sembolü oldu. Kömür ve demir madeninden başlayarak çelik üretimine kadar bütün işlemler tek elde yapılmaya başlandı. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Krupp Firması Versay Antlaşması gereğince silah imali bakımından bir müddet durdu. Adolf Hitler’in iktidara gelmesiyle birlikte Krupp silah imalatına tekrar başladı. 
            İkinci Dünya Savaşı’nda ise Krupp fabrikalarında yabancı işçi çalıştırıldı. Gustav Krupp 1945'te savaş suçlusu olarak mahkemeye verildi. Firma'nın bugüne kadar çıkmış birçok savaşta payı olduğu iddia edilmiş, ancak Krupp firması arşivlerini açmayı reddettiğinden bugüne kadar bu iddialar kanıtlanamamıştır. 3 Krupplar II. Dünya Savaşı'ndan sonra kan kaybetmiştir ama ona rağmen Alman sanayisinde önemli bir firması olarak kalıp önemini günümüzde de korumaktadır. Dünya tarihini gizliden gizliye en derinden etkileyen tek kurumdur. 
            Avrupa’nın en önemli top ve tüfek üreticisi olarak “Otuz Yıl Savaşları”ndan beri hemen hemen her savaşta parmağı olup önemli tarihi olaylarda etkili rol oynamıştır. Örneğin: -Fransa-Prusya Savaşında Alman Ordusuna kuyruktan dolma tüfek üretti ve bu tüfek Fransızların ağızdan dolma tüfeğine karşı belirgin bir üstünlük sağladı. 93 Harbi'nde Plevne Müdaafası sırasında Osmanlı ordusunun ellerinde bulunan Krupp topları Gazi Osman Paşa'ya çok büyük bir üstünlük kazandırmış ve savunmanın 145 gün gibi uzun bir süre olmasına önemli bir katkı yapmıştır. 
            I. Dünya Savaşı sırasında Alman Ordusu için büyük toplar üretmiştir. Bunlardan en bilinenleri 420mm çapındaki Büyük Bertha, 380mm çapındaki Uzun Max adlı toplardır. II. Dünya Savaşı sırasında Alman Ordusuna çok sayıda silah üretilmiştir. Bunlar arasında Panzerkampfwagen I, Panzerkampfwagen IV, U-Boot ve Schwerer Gustav sayılabilir.

Krupp Firması ve Osmanlı Devleti: Osmanlı ve Krupp firması arasında ilişkiler Gregory Aristarchis tarafından tesis edilmiştir. İlişkiler tesis edildikten bir yıl sonra da numunelik bir top gönderilmiştir. Böylece ilişkiler yıllar boyunca devam etmiştir.1871-1914 döneminde gelişen OsmanlıAlman ilişkileri siyasi tarihin en ilgi çekici konularından biridir. Osmanlı’nın Fransa ve İngiltere ile ilişkileri kesintiye uğraması Osmanlı’nın Alman İmparatorluğuna yakınlaşması ile sonuçlanmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın müttefiki Almanya oldu. Alman İmparatorluğu’nun Osmanlı İmparatorluğu ile geliştirmeye çalıştığı ilişkiler emperyalizm çerçeveden değerlendirilmesi mümkündür. Almanya’nın emperyalizm amaçları vardı, Osmanlı ise toprak bütünlüğünü korumak istiyordu. Silahlanma yarışı ve militarizm bu yeni ilişkilerin itici gücüdür. 
            XIX. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı-Alman yakınlaşmasını sağlayan en önemli etken, konjonktürün de zorlaması ile Sultan II. Abdülhamid’in şahsi tercihi olmuştur. Sultan, siyasî bakımdan diğer devletlere nazaran Almanya’yı daha az tehlikeli buluyor ve Avrupalı devletler arasındaki emperyalist rekabeti kullanarak, Osmanlı coğrafyasının dağılmasını geciktirmeyi umuyordu. Bütün avantaj ve riskleri değerlendiren Abdülhamid, 1881’den sonra, Türk ordusunu yeniden örgütlemek için, Almanya ile askerî işbirliğine karar verdi. Artık bu aşamadan sonra, Almanya’dan askerî heyet talebi ve askerî malzeme alımının önü açılmıştı. 1890–1910 arasında Türkiye, Almanya’dan portatif ateşli silah ithalatında en büyük orana sahip ülkeydi. 1860–1914 arasında da Krupp’tan top alımında ise dünya birincisiydi. Alman silah şirketlerinin Osmanlı İmparatorluğu’na yaptıkları silah satışlarıysa hem gelişmelerinde hem de ekonomik krizlerle mücadele etmelerinde önemli bir rol oynuyordu. 
            Dolaysıyla 1800’lü yılların ortasından itibaren Almanya’nın emperyalist amaçlarla Osmanlı ile kurduğu yakınlık ve dostluktan en çok yararlananlardan biri ünlü çelik tekeli Krupp oldu.  
            1887 yılında Osmanlı Devleti, Avrupa ordularında ortaya çıkan gelişmelere ayak uydurma çabalarına girişti. Sultan II.Abdülhamid , özellikle 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nda dağılan Türk ordusunu yeniden düzenlemek için Almanya’dan askerî danışmanlar talep etti. Dolaysıyla askerî danışmanların Osmanlı ordusunda görev alması ile Alman silah endüstrisi de ülkeye girdi ve söz konusu firma Osmanlı ordusunun top ve tüfek vb. gibi önemli askeri teçhizatlarını karşılamaya başladı. Böylelikle Krupp, zamanla Türkiye’de top mühimmatı pazarında tekel durumuna geldi. 16 Mart 1877 tarihli İngiliz kaynaklı bir haberde Krupp’un, Türkiye’ye değişik çapta 100 top gönderdiği belirtilmiştir. 1887 yılında Krupp’un en önemli müşterileri Romanya, Yunanistan, Bulgaristan ve Osmanlı Devleti idi.
            1893 yılında Osmanlı Hükümeti, Krupp’tan 78 batarya top satın aldı. 6 Krupp, 1894’te de Türkiye’ye 69.190 Mark değerinde cephanesiyle birlikte altı adet sahra topu daha sattı. Bunu 1895’te 72 adet 12 cm.lik cephanesiyle birlikte obüs topu siparişi takip etti. 
            1895 yılında Henschel ve Sohn (Thyssen) Türkiye’ye ilk lokomotifi tedarik etti. Ailenin ikinci kuşak patronu Alfred Krupp zamanında geliştirilen kaynaksız tek parçalı, kırılmaz lokomotif tekerleği, Krupp’ların dünyanın çelik patronu olmalarında rol oynamıştır. Bu tekerlek, şirketin hala kullanılan logosuna konuldu. Tekerlek dışında her türlü lokomotif parçası ve ray da üreten Krupp’a büyük karlar sağlayan önemli demiryolu projelerinden biri de Berlin-Bağdat Demiryolu Hattı oldu. Sakarya Savaşı`nda Mustafa Kemal`in karargahı olan tren de Krupp üretimiydi. Firma, fabrika girişlerinde bulunan çelikten dökülmüş tren lokomotifi ile tarihe atıfta bulunmaktadır. 
            II. Wilhelm’in 1898’deki İstanul ziyareti büyük önem taşımaktadır. Bu ziyaretten Essen’deki Krupp ortaklığı oldukça memnundu. Haddizatında, gezide Sultan II. Abdülhamid ile II. Wilhelm arasında, Krupp’un yeni ve modern top üretimi ve yeni siparişler konusunda görüşme yapılmıştır. 
            II. Wilhelm döneminde Osmanlı ile yakın ilişkiler kuruldu ve Krupp’a büyük karlar sağlayan Berlin-Bağdat Demiryolu Hattı inşa edildi. Demiryolu hattının bütün yapım hakları Almanya’ya verildi ve 1913 yılında yapımı tamamlanan projenin her türlü çelik ihtiyacı Essen’deki fabrikalardan karşılandı. Osmanlı ordusunun en önemli silah ve cephane tedarikçilerinden biri Krupp’tu. Krup da Osmanlı devletinden aldığı büyük miktardaki silah siparişi sayesinde düzlüğe çıkabildi.
            1903 yılında İstanbul – Halep demiryolu için Krupp Türkiye’ye malzeme ambalajları tedarik etti. İstanbul – Halep veya Bağdat Demiryolu, Osmanlı Devleti zamanında İstanbul ile Bağdat arasında inşa edilen demiryoludur. 1 Kasım 1913`te açılan Bağdat Demiryolunun 20. yüzyıl başında yapımına başlandı ve Konya, Halep ve Musul üzerinden Bağdat`a bağlanmaktadır. Bağdat Demiryoluna Berlin'i (o zamanlar) Osmanlı İmparatorluğu şehri Bağdat'a Türkiye üzerinden bağlayacak raylar ve malzeme paketleri tedarik edildi. 
            6 Nisan 1905 tarihinde bir anlaşma imzalandı ve bu anlaşmayla birlikte Osmanlı Hükümeti Krupp Firması’na 91 batarya top siparişi verdi. Anlaşmaya göre, topların ne zaman teslim edileceği ve ödemenin ne şekilde yapılacağı da karara bağlanmıştır. 10 1906 yılında 2 Şubat 1906 tarihinde Krupp firması General Hıfzı Paşa’yı ağırladı. Bu ziyaretten sonra birçok Türk devlet adamı Krupp tesislerine ziyarette bulundu.
            16 Mayıs 1908 tarihli Teçhizat-ı Askeriye nazırının Tophane-i Amire ve SerAskeriye ilettiği bir yazıya göre, Krupp’un İstanbul temsilcisi Huber, Krupp Fabrikası’na sipariş olunan 91 batarya seri atışlı toplardan 15 ve 21 cm.lik toplara mahsus mühimmatın 2.321 sandık içinde Deusche Levante Linie Şirketi’nin Hamburg’dan hareket eden vapuruna yüklenerek İstanbul’a sevk olunduğu bilgisini vermiş ve mühimmat listesini de sunmuştur.11 1920 yılında ise Krupp Firması Versay Anlaşması imzaladı ve silah üretiminden men edilmiştir. Bu yüzden 1923 yılından sonra sivil ticaret malzemelerinin satışına öncelik verilemeye başlandı.

 Cumhuriyet Döneminde Türkiye-Krupp ilişkileri: Cumhuriyet döneminde Krupp Firması Türk-Alman ilişkilerinde önemli bir aktör olarak önümüze çıkmaktadır Almanya’da Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi iktidara geçtikten sonra Krupp tekrar Türkiye’ye savaş araç-gereç satışı devam etmiştir.1924 yılında Krupp Firması’nın temsilciliğini İstanbul’da faaliyet gösteren G.Dielman Firması üsteledi. 1942 yılında ise bu görev, Ankara’da bulunan Üç Halka Firması tarafından üstlenilmiştir.
            Söz konusu donemde Krupp Türkiye’de çeşitli sektör ve sanayi alanında etkin olmuştur. Krupp firmanın Türkiye’de yapmış olduğu yatırım ve ihracatlar Türk sanayisinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır; demiryolu ve gemi yapımı, madencilik, demir-çelik sanayisi, krom ticareti hatta turizm gibi alanlarda yatırım ve çalışmalar yapmıştır. Türkiye’ye sevk etmiş olduğu makineler ve malzemeleri Türkiye’ye büyük katkılar sağladı. 
            Türkiye ve Krupp arasında ticarette iki farklı Alman para birimi kullanıldı. Bunlardan birincisi 1918-1945 döneminde kullanılan Reichsmark [(RM) “İmparatorluk Markı”] adı verilen para birimidir. Diğeri ise 1949-2002 yılları arasında tedavül de kalmış olan Deutsche Mark [(DM) “Alman Markı”] denen para birimidir. 13 Krupp Firmasının Türkiye’de erken Cumhuriyet döneminde yaptığı yatırımlar dikkate alındığında, bunların esas itibarıyla demiryolu yapımı etrafında kümelendiği görülmektedir.
            Bu dönemde Krupp başka firmalar ile rekabet içindeydi. Hem demiryolu inşasında yer aldı hem de çeşitli malzemeler ihraç etmeye başladı. Türkiye’ye 1923- 1939 döneminde daha çok demiryolu malzemeleri ihraç eden ve Batı Anadolu’daki madenleri işleten Krupp Firması İkinci Dünya Savaşı döneminde bu ülkeye silah ve mühimmat satışı da gerçekleştirmiştir. 
            1932 yılında Sanayi Bakanı Celal Bayar, Türkiye’nin sanayileşmesi için gerekli olan maden işletmelerinin hayata geçirilmesi için Krupp yetkililerinden yardım istemiştir. 1933 yılında ise Krupp yük trenleri için ağır kızgın buharlı lokomotiflerin teslimatını gerçekleşti. İlgili lokomotif o tarihlerde Maraş deposuna bağlı olarak çalışmıştır. 
            Demir-Çelik alanında Krupp Türkiye’ye 9.000.000 TL miktarda kredi açmış oldu. Bu krediyi kurulacak Demir-Çelik Fabrikası inşası için verdi ve kredinin karşılığında fabrika inşaatının kendisine verilmesi gibi bir şart koşmamıştı.1937 yılında Karabük’te kurulması planlanan fabrikanın yapım hakkını İngiliz bir firma olan H.A.Brassert aldı. Krupp, Karabük’te Fabrikanın inşasını üstelenmemesine rağmen fabrikanın gelişmesinde etkili olmustur.1959 yılına kadar fabrikanın çelik üretim kapasitesini 180.000 tondan 400.000 tona çıkaracağını bildirilmiştir.1958 yılında haddehanenin üretim kapasitesini artırılması için çalışmalar yaparak ilave fırınlar inşa etmişti.1985 yılında ise Thyssen Stahl, Karabük çelik tesisine eğitim ve teknik destek sağladı. 
            1936-1937 yılları arasında top, topçu malzemeleri ve denizaltı sevk edildi. Madencilik bakımından krom ticareti Krupp’un Türkiye’de en önemli faaliyetlerden biridir. 1936’da Elazığ kromları üzerine “ilk kazma darbesinin” vurulmasından sonra aynı yıl çıkarılan 30.000 ton roş kromitin Krupp Firmasına satıldı.
            1937 yılında Türkiye, Kemal Atatürk için Blohm + Voss tarafından inşa edilen motorlu yat “Savarona“yı satın almıştır. 2002 yılına kadar dünyanın en büyük yatı olmuştur. Türk Donanmasında uzun yıllar hizmet etmiş efsanevi Yavuz zırhlısı ve Atatürk`ün yatı Savarona sahibi ThyssenKrupp Marine Systems AG olan Blohm+Voss Tersanesinde inşa edilmişti. 
            1939 yılında Krupp, Gölcük Askeri Limanı’nın yapımını üsteledi. Ayrıca 1939 yılında Türkiye 20 adet Krupp topu sipariş etti. Ama Adolf Hitler’in emri gereğince durduruldu.20 adet Krupp topundan sadece 3 tane Türkiye’ye sevk edilmiştir.16Gene aynı yılında Krupp Firması’na bağlı Germania Tersanesinde iki denizaltı kucaktan indirildi. Denizaltılarının hizmete sokulma töreninde donemin Türk Konsolosu olan Hamdi Arpag katıldı. 
            1940’lı yıllarda Türkiye Cumhuriyeti Krupp Firması’ndan toplam değeri 4.617.553 RM olan sivil malzeme alımına gitmiştir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonrasında da bu ilişkiler kesintiye uğramamış. 2 Ekim 1945 yılında Adnan Menderes Essen’de ziyarette bulundu. Alman iktisadi işbirliği genişleyecek demecini vererek Almanya ile başta sanayi olmak üzere diğer alanlarda da önemli işbirliklerinin devam ettirilmesindeki kararlılığı vurguladı.Bu ziyaretten sonra Aşferd Palucca ve Rochling gibi başka Alman firmaları da Türkiye ile ilişkiler geliştirmeye başladı. Söz konusu donemde iki firma Kütahya bölgesinde çıkarmış olduğu yıllık krom üretimin yarısını aldı. 
            1952 yılında Gümüşköy’de faaliyete geçirilen maden ocakları 1987 yılında Krupp tarafından işletilmeye başladı. 1957’de Alfred Krupp von Bohlen-Halbach Türkiye’yi ziyaret etti ve bu ziyaretle birlikte Krupp firması Türkiye’de diğer rakiplerine göre bir adım öne çıktı. Bu ziyaretten sonra Karabük Demir-çelik Fabrikasının geliştirilmesi için bir sözleşme imzalandığını ve ikinci bir demir-çelik fabrikasının kurulmasıyla ilgili projeyi incelediğini belirtilmiştir. 
            1958’de ise Fried Krupp Türkiye Karabük Çelik Fabrikası`nın kapasitesini arttırmak için çalışmalara başladı.1956-57’de Krupp, SÜMERBANK, ETİBANK ve İş Bankası iştiraklarıyla bir şirket kuruldu. Şirketten istenen Türkiye’de bulunan demir yataklarını inceleyip ikinci demir çelik sanayisinin tipi ve yerini tayin etmekti. Türkiye, Fried Krupp’a Karabük çelik fabrikasının kapasitesini arttırma emri verdikten sonra Krupp 1958 yılında Karabük tesislerindeki haddehanenin %200 oranında üretim kapasitesini artmasına olanak sağladı. 1964 yılında da Handelsunion/Stahlunion, Makina Takım Endüstrisinden kesme aletleri hissesi satın aldı. 
            Alfred Krupp Türkiye’de turizm sektörü ile de yakından ilgilenmiştir. 18Turistik otelin inşaası için Türkiye Krupp’tan 1962 yılında 6.200.000 lira almıştır.1973 yılında Krupp Rohstoffe Rheinhausen, Tunçbilek güç tesisinde kömürün kırılması için iki darbeli kırıcı tedarik etmiştir.
            21 Haziran 1977 tarihinde Krupp Firması ile bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma Gümüşköy-Aktepe’de bulunan gümüş rezervinin değerlendirilmesi ve teknoloji transferi ile ilgiliydi. Gümüş A.Ş’ye ait olan maden ocakları ve tesisleri, daha sonra 1987 yılında Krupp Firması tarafından işletilmeye başlanmıştır.
             1992’de Galata Köprüsü’nün inşasında da Krupp’un katkıları oldu.20 1999 yılında ise büyük depremden sonra Blohm + Voss 100 çadır ve TK Industries 1 milyon EURO verdi bununla, 42 adet depreme dayanıklı ev inşa edildi. 2000’li yıllarına geldiğimizde artan iş hacmi ve hızlı büyüme ile faaliyetlerine hız kesmeden devam eden ilişkilerle karşılaşmaktayız. 2000 yılında Krupp Hazemag, Türkiye’nin en büyük kömür tesisi için kömür besleme ekipmanı teslim etmiştir. 
            2006 yılında Tyssenkrupp Asansör, Ankara, Dalaman ve İzmir'deki havalimanlarına 91 asansör, 87 yürüyen merdiven, 34 hareketli yürüyen bant ve 10 yolcu biniş köprüsü tedarik etti. 
            Türkiye ve dünyada asansör üreticisi olarak gelişmiş teknoloji ve yenilikleri kullanan ThyssenKrupp Encasa Türkiye, engelli asansörü, ev asansörü, merdiven asansörü, platform asansörü konusunda üretim, projelendirme ve uygulama yapmaktadır. 2008 yılında Bursa’da Tailored Blanks tesisi açıldı. Bu tesis Türkiye’deki lazer kaynaklı parçalar için inşa edilmiş ilk tesistir. 2009 yılında da TK Stainless İstanbul Çelik Servis Merkezi) Gebze’de yeni bir Hizmet Merkezi devreye soktu. 
            2012 yılında TK Encasa Türkiye faaliyetlerine başlayarak Türkiye ve dünyada asansör üreticisi olarak gelişmiş teknoloji ve yenilikleri kullanan ThyssenKrupp Encasa Türkiye, engelli asansörü, ev asansörü, merdiven asansörü, platform asansörü konusunda üretim, projelendirme ve uygulama yapmaktadır. 
            Gün geçtikçe artan iş hacmi ve hızlı büyüme ile faaliyetlerine hız kesmeden devam eden ThyssenKrupp Encasa Türkiye (TK Encasa Türkiye), yenilikçi anlayışıyla yaklaşık bir buçuk asırlık başarılı büyük ortaklığın devam ettirilmesi görevini üstlenen yetkin isimlerden oluşuyor.
            2013 yılında Thyssenkrupp AG Türkiye'deki bölge ofisini açtı. Thyssenkrupp Elevator, Marmaray projesi için 191 asansör ve 155 yürüyen merdiven tedarik etmek için sözleşmeli olup, bu devasa altyapı projesi için anahtar tedarikçilerden biri haline gelmiştir. 191 adet asansör ve 155 adet yürüyen merdiven tedarik etti. Antlaşma kapsamında ThyssenKrupp Asansör Türkiye, asansörlerin kapasiteleri 1250 kg ve 4 bin kg arasındalar. Aynı zamanda ağır hizmet tipi ekseninde yürüyen merdivenler istasyonlara inşa edildi. ThyssenKrupp Asansör, Marmaray Projesi’nin yüksek standartlarını en üst seviyede karşılayacaktır” açıklamasını yapmıştır. 
            Ayrıca 2013 yılında Bandırma'daki BAGFAŞ resisi inşaatının temel atma töreni gerçekleşti. Bagfaş granül kalsiyum amonyum nitrat (CAN) kimyevi gübre kompleksinin kurulması işini 140.75 milyon Euro bedelle, anahtar teslimi Thyssen Krupp AG grubuna ait Uhde GmbH firmasına ihale ettiğini duyurdu. Yeni bir üretim tesisinin yapımı için görüşen şirketin anlaşma ile birlikte kapasitesi iki katına çıkmış olacaktır. 
            Hiç kuşkusuz Krupp firması Türk-Alman ilişkilerinde ana aktörlerden bir olarak karşımıza çıkmaktadır.

SONUÇ: Krupp firması 18. Yüzyıldan günümüze kadar Osmanlı Devleti ve Türkiye’de yaptığı faaliyetlerle, Türkiye ve Almanya ilişkilerinde önemli bir yere sahip olmayı başarmıştır. Osmanlı Devleti Almanya için uygun bir Pazar ve hammadde tedarikçisi olarak görüldüğü dönemlerde Krupp firması silah ihracatında etkili bir rol üstlenmiştir. Cumhuriyet döneminde Türk sanayisinin kuruluşuna yaptığı katkılar ve sanayi malzemesi ihraç etmesiyle ön plana çıkmıştır. Türk devlet adamlarının ve Krupp yetkililerinin karşılıklı görüşmeleri Krupp firmasının Türkiye’de yaptığı faaliyetlerinin artmasında etkili olmuştur. 
            Bu çalışmada Krupp firmasının Osmanlı Devleti döneminde, özellikle savaş yıllarından Cumhuriyet dönemi Türkiye’sine kadar geçen zamanda gerek silah ihracatı gerçekse Türk sanayisinin gelişmesinde oynadığı önemli rol ortaya konmuştur. Savaş yıllarında Osmanlı Devleti'yle silah ticaretinde öne çıkan firma, Cumhuriyet döneminde Türkiye’de fabrikaların kuruluşu için yapılan çalışmalarda bulunmuş ve ihtiyaç duyulan malzemeler bu firmadan tedarik edilmiştir. Krupp firması bu dönemde Türkiye’nin sanayileşmesi için gerekli teknoloji ihracını sağlayabileceği önemli bir aktör olarak ortaya çıkmıştır.

KAYNAKÇA 

1) https://www.turkcebilgi.com/krupp (09.05.2020) 
2) http://yenihayat.de/2013/01/21/silah-ve-somuruyle-buyuyen-celik-devi-krupp-200- yasinda/ (09.05.2020) 
3) http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/256 (09.05.2020)
4)http://www.erisimsistemleri.com/turkiye-ve-thyssenkrupp-145-yillik-basarili-ortaklik (09.05.2020) 
5) TÜRK Fahri:”Alman Silah Sanayii'nin 1871-1914 Arasında Türkiye’yle Ticari İlişkileri, Krupp Firması, Mauser Silah Fabrikası ve Alman Silah ve Mühimmat Fabrikaları”, Uluslararası İlişkiler Dergisi,C.8,S.32,Kış 2012,s.121-125 
6) TÜRK,Fahri,KAYA Emirhan:”Cumhuriyet Dönemi Türk-Alman İlişkilerinde Sıradışı Bir Aktör: Krupp Firması 1923-1990”,Akademik Bakış,C.10,S.20,Yaz 2017,s.121-143 
7)TÜRK Fahri:”Cumhuriyet Döneminde Türkiye ile Almanya Arasındaki Silah Ticareti 1923-1945”,Belleten,C.79,S.285,Yıl:2015,s.761-782

Yorumlar

  1. Krupp ile ilgili olarak web üzerinde yeterli derecede kaynak ve veri olmaması nedeniyle gayet faydalı ve bilgilendirici bir çalışma olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Bu konu ile ilgili Prof. Dr. Fahri Türk'ün "Türkiye İle Almanya Arasındaki Silah Ticareti
      1871-1914" kitabını tavsiye ederim.

      Sil
  2. Uzun ama önemli bir çalışma gerçekleştirmişsiniz. Önemli bir detay Krupp firması gerçekten de

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Belirtmek isterim ki bu çalışmayı tek başıma gerçekleştirmedim. Üniversite ders çalışması olarak grup halinde kaleme alındı. Eğer PDF linkine tıklarsanız ayrıntılara ulaşabilirsiniz.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

COĞRAFİ KEŞİFLERİN ETKİLERİ ÜZERİNE KISA BİR ANALİZ

MUTLAK MONARŞİNİN ÜÇ KURAMCISI İLE AYDINLANMA ÇAĞININ ÜÇ DÜŞÜNÜRÜNÜN MODERNLEŞME ŞARTLARI İÇERİSİNDE İRDELENMESİ